Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Türkiye Rusya İşbirliği Araştırma ve Uygulama Merkezi

ÇOMÜ TURUSIA Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Çalışkan, Rusya'nın Dontesk ve Luhansk bölgelerini tanıma kararından sonra Rusya ile Ukrayna arasında başlayan kriz hakkında HİBYA'ya konuştu.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Türkiye Rusya İşbirliği Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Çalışkan, Rusya'nın Dontesk ve Luhansk bölgelerini tanıma kararından sonra Rusya ile Ukrayna arasında başlayan kriz hakkında HİBYA'ya konuyla ilgili açıklamalar yapmıştır.

Donbass, 100 yıl önce de acının merkezi olmuştu...

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Türkiye Rusya İşbirliği Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Çalışkan, Rusya'nın Dontesk ve Luhansk bölgelerini tanıma kararından sonra Rusya ile Ukrayna arasında başlayan kriz hakkında HİBYA'ya konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:  

''Bilindiği gibi devrimden sonra Sovyet Ordusu 'Kızıl Ordu' adını almıştı. Kızıl Ordu'ya karşı savaşan kuvvetlere de 'Beyaz Ordu' adı verilmişti. Bolşevik aleyhtarı bu ordu mensupları zamanla 'Beyazlar' ya da 'Beyaz Ruslar' olarak anılmaya başlandı. Fakat 'Beyaz Ruslar' tabirinin içinde birçok milletten kişiler vardı. Örneğin Ukraynalılar, Tatarlar, Çerkezler, Türkmenler, Gürcüler, Ermeniler, Yahudiler gibi. Sonuçta Beyaz Rus tabiri, bir ırk ve milleti değil, Bolşevik karşıtı topluluğu temsil için kullanılan siyasi bir tabirdir.''

Çalışkan, Rusya ile Ukrayna arasında süren gerginlikte adları duyulan Donetsk ve Luhansk'ın yer aldığı Donbass bölgesinin, yaklaşık 100 yıl önceki iç savaşın kaderinin belirlendiği önemli bir yer olduğuna işaret etti. 

Kızıl Ordu'nun 1919 yılı kışında Kharkov-Donbass-Rostov hattında tutunan Beyaz Ordu'yu bozguna uğrattığını dile getiren Çalışkan, ''Beyaz Ordu Başkomutanı Vrangel, 1920 yılı Mart ayında Kırım’da yeniden direnişe başladıysa da 11 Kasım 1920’de Kırım’ı terk etme emrini verdi. Vrangel ordusunun yenilgisinden sonra, bu orduya bağlı asker ve siviller, yüzden fazla gemi ile 15-23 Kasım 1920 tarihleri arasında İstanbul’a hareket etti. Kırım yarımadasının çeşitli limanlarından İstanbul’a aralıksız mülteci taşınmış, bizzat General Vrangel de yaralı halde Türkiye’ye sığınmak zorunda kalmıştı.'' dedi. 

Çalışkan, savaş sonrasında yurtlarını terk etmek zorunda kalanların çok derin acılar çektiğini ifade ederek, Gelibolu'ya sığınan Beyaz Ruslar hakkında şunları anlattı: 

''Gelibolu’da beslenme ve barınma büyük bir sorundu. Fakat Beyaz Ruslar Gelibolu’da Türklerin de desteği ile kısa sürede burada yeniden ayağa kalktılar. Misafir oldukları süre boyunca Türk toplumu ile hiçbir ihtilaf yaşamadılar, çok iyi ilişkiler kurdular. İlerleyen yıllarda dünyanın çeşitli ülkelerine dağılan Beyaz Ruslar, yaşadıkları çeşitli zorluklara rağmen Gelibolu’daki geçmişleri ile her zaman gurur duydular. Gelibolu gurbetinden sonra kendilerini daima 'Gelibolulu' olarak adlandıran bu zorunlu misafirler, Gelibolu’daki kardeşlerini her zaman teşekkürle anmışlardır.''

Prof. Dr. Vedat Çalışkan, Donbass’tan Kırım’a oradan Türkiye’ye uzanan bu ağır trajediye mercek tutulduğunda, savaşın yıkıcılığının, acımasızlığının, insanlığın yok oluşunun yanı sıra barışın ve insanca yaşamanın anlamının ve değerinin görüldüğünü bildirdi. 

Haberin detaylarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://hibya.com/donbass-100-yil-once-de-acinin-merkezi-olmustu-39844.html